Pazartesi, Mayıs 29, 2006

YALAN RÜZGARI (The Young and the Restless)


Marianna bittikten sonra TRT2 bu diziyi yayınlamaya başlamış, ismini de jenerikteki harflere uysun diye resmen sıkarak Yalan Rüzgarı koymuştu! Bu dizi Amerika'da 30-40 senedir falan oynamaktadır. Dizide Genova City diye bir kentte yaşayan zenginlerin hayatları anlatılırdı. Baş karakter Allahın belası yere bakan yürek yakan sırık Victor Newman idi, Niki ile evliydi, bunlar birbirlerinin Jack Abbott ve kızkardeşi Ashley Abbott ile aldatırlardı, oy oyy oyyy. Abbott ailesi Jabo firmasının sahibiydi, babaları Can (valla böyle telaffuz edildi o adamın adı yıllarca) zamanında Jill diye bir kadınla evlenmişti. Jill Abbott dizinin kaltak karakteriydi, bu ablayı çok güzel, olgun dolgun bir kadın canlandırırken oyuncu değişikliği olmuş yerine solucan gibi bi karı gelmişti. Tabii dizi otuz sene sürdüğü için oyuncular yaşlanıyor, hatta ölüyordu. Sadece tek bir karakter hiç değişmedi : Ketrin Çenslır!!! Salak hizmetçisi Ester ile malikhanesinin loş odalarını parmaklarındaki yüzüklerle aydınlatır, çeşit çeşit entrikalar kurardı. Bu şehirdeki herkes birbiriyle al takke ver külah sonunda hepsi akraba oldu!

32 yorum:

Adsız dedi ki...

Ah ah neydi o günler akşamüstü ailecek bu diziyi izlerdik. Çok karmaşık ve çarpışık ilişkiler vardı bu dizide. Aklımda en çok Lauren Fenmore rolündeki Tracey Bregman kaldı. Neden acaba? :)) Bi de viktır nıwmının aniden büyüyen kızı viktoryayı unutmayalım tabiki...
Bu arada yeni sayfanız hayırlı uğurlu olsun. Ellerinize sağlık. Harikasınız.

Adsız dedi ki...

babaannem izlerdi hep hiç bitmiycek bu dizi diye düşünürdüm. öğlen uykusuna yattığım zamanlardı... Ama artık geçti gitti :)

Judy Abbott dedi ki...

viktır nivmın'ın kızı ufacık bir veletken bunu güya yatılı okuldan eve çağırdılar ama kız kazık kadar motor bir karı olarak geri dönmüştü, ülkemizde efsane olmuştur bu kızın dönüşü püahahahaa

Adsız dedi ki...

miki midir nedir bi kız wardı hastaydım ona

Adsız dedi ki...

UYUZ OLURDUM KARDEŞİM...
Az biraz ingilizce ögrendiğimizde
seninde dediğin gibi YR harflerine uydurucaz diye sallamışlardı ismi... cok gıcık olurdum...
bide bu dizide normalde geyik giderken... rahmetli dedemin bize geldiği bi gün ismini şimdi hatırlayamadığım iki karakter banyoda 2 saat sevişmişti Annemde hergün izler diziyi . Dedemde nur içinde yatsın bölee bi güzel dikmişlti gözlerini :))) sonra bitişinde bi tövbe felan etmişti sesli sesli annemde uyuz olmuştu eheheeh

(TONGUC)

Adsız dedi ki...

Annemler hastasıydı, bir de arkasından kritiğini yapmıyor muydu Allah'ım..:)

Her ne kadar Türkçe isim sıkılsa da konulabilecek en güzel ismi koymuşlar. Zira entrika üstüne entrika dönüyordu dizide...

Adsız dedi ki...

Evet bir dönemin efsane pembe diziysiydi, kimin eli kimin cebinde belli olmayan, her an herşeyin olabileceği, tam bir entrika zinciriydi...
Yıllar geçmesine rağmen hala hatırlarım, özellikle Viktır Numını :)) bende ek yapayım bir tane , nina diye bir kadın vardı, oda sanırım, bi sokak süprüntüsüydü, sonra biriyle evlendi hanımefendi oldu, birde "bired" diye bir bahçevan vardı, oda sonra nasıl oluyorsa, baya t.asaklı bir adam olmuştu... (nasıl olduğunu tam hatırlamıyorum)
Son hatırldığım, oyuncu değişikliğinde yeni oyuncunun altına ismi yazılır, böylece seyirci, değişiklik karşısında afallaması bir şekilde önlenirdi...

Adsız dedi ki...

Yaptığım son araştırmalarda Ketrın çenslır ya da doğru ismiyle Katherine Chancellor efsanesinin hala devam etmekte olduğunu, resmen heryerim pörsüdü, ama ben hala ayaktayım der misali dizide tam gaz devam varlığını sürdürmekte... Benim hayal meyal hatırladığım, bu karakter yaşlı, gudubed, fakat son derece bakımlıydı. (Bkz. ellerindeki kırmızı bakımlı tırnaklar) O zamanlar resmen beynime kazınmış o görüntüsü...
Asıl ilginç olan, dizinin 1973'ten beri hala beyaz ekranda istikrarla yerini koruması... YUHHHHH be kardeşim!... Konu kalmamıştır yazacak, yakında 40'ına merdiven dayayacak gibi gözüküyor...

Adsız dedi ki...

annemin inatla izlediği ve benim inatla nefret ettiğim dizi!

Adsız dedi ki...

krikat ve deni romalotti vardi bide asansor direk dairelerine aciliyordu, sonra ninanin cocugu 3. philip chancellor ile viktoria newman ayni zamanda dogmalarina ragmen philip bi turlu buyuyememisken victoria anasiyla ayni adamlarla fingirdesmeye falan baslamisti.iste o zaman tamam artik daha fazla seyretmeyecem bu diziyi karari almistim.

Unknown dedi ki...

dizide ismini hatırlamadığım biri estetikle alnına "killer" yazdırmıştı.gerçekten ürkütücüydü.
bi de dedektif paul vardı,önce lauren fenmore ile beraberdi,sonra krikıt'a yazmaya başlamıştı.
hayat ağacındaki adam da bi ara bu dizideydi.
vay be bu diziyi siyah-beyaz tv'de bile izlediğimi hatırlıyorum

filiz mavis dedi ki...

benimde beynime kazınan viktır nıwmının kör bi kadınla evlenmesi ve yanlış hatırlamıyorsam ondan olduğunu öğrendiği oğlu kimo'ydu.. kimo'nun saçları küt böyle moron gibi bi çocuktu, sonra şirketin başına geçti ve viktır kör karısıyla ıssız yerlere taşındı sonunda kadının gözleri açıldı... zaten sonrasını takip edemedim..

coldmarch dedi ki...

Bu diziye anneannem ve dedem hastaydı.Annanem Katherine Chancellor'a Katarina derdi:)Bir bölümünde Paul sevgilisi Lauren'ı canlı canlı gömüldüğü tabuttan kurtarmıştı:))Herkesin tek gittiği restorant Colonate salonuydu:))))Şarkıcı Danny'nin ablası işetmecisiydi:)))Niki Newman'ın da tüm hayatı kocasını Ashley Abbott'tan kurtamak ve intikam planları yapmakla geçerdi.Milletçe nasıl esir olmuşuz ki hala unutmuyoruz.

Adsız dedi ki...

bizim alt komşu vardı kulakları çınlasın bu diziyi hem izler hemde izlerken aptal kadın, işte bastı kocasını, amaannn, bu kızında hiç bahtı olmadı, gibi bişeyler sölerdi. bide bana dizideki karakterleri tanıtıdı. bende 6 yaşında falandım. gerçi bu dizi bitmek bilmedi yaaa neyse

Adsız dedi ki...

ketrin çenslır'ın yeğeniydi sanırım filip denen arkadaş, (öldü zaten sona) ve bu adam nina isimli garson kızlan evlenince kız kontes olmuştu hemence:)dimple35

Unknown dedi ki...

hiç sevmedim..bi dizi nasıl 30 küsür sene sürer yaa :)) oyuncularda normal bi mesaide çalışıyormuş gibi, oynar oynar durur bi de üstüne emekli falan olur :)) deli bunlar yaa :)) Sendikaları da vardır bunların :)) eheuheuheuh

Adsız dedi ki...

ne diziydi be hastalık gibi bişeydi yıllarca izledik bizden biri gibi hepsini benimsedik ayıpladık kızdık brad vardı bide dedktif miydi öyle bişeydi sonradan ashley le işi pişirmişlerdi bide ordaki yakışıklılardan biri harika avcıyla bişey yapmıştı dizi mi film mi sonra pınar aylinle klip çekmişti aynı adam galiba yanlış hatırlamıyorsam öyle miydi yaaaa

enderoid dedi ki...

nasıl bi diziydi bu yaw.kimin eli(!) kimin cebinde(!) belli değildi.her hafta dedemlere giderdik de anneannem dürterdi dedemi 'şimdi bilmem kim çocuğun kendisinden değil de başkasından lduğunu öğrenecek' die.böle sadist bişey var mı ya:Dne hale gelmiş millet yalan rüzgarı izleyecem die.dizi ben çocukken yayınlanıyordu,yaşım kemale erdi anca bitti be:D

Adsız dedi ki...

ilkokuldan ortaokul sonuna kadar sürmüştü bu dizi:
victoru hala viktor okumamızın nedeni dizi budur.
Bi de catherine chansler mı ne vardı:))
annem her gün izlerdi uyuz olurdum
tınn diye bitince sevinirdim:)

Murt dedi ki...

ömrümü cürüttü bu dizi ya tam ders cıkışından eve gelince başlardı. Şöyle ayaklarımı uzatmış tv keyfiyapacam derken bu sacma dizi cıkardı. bir gün bir kız arkadaşm vardı. Başroldeki bi amcanın dediklerini o kıza söylemiştim tavlamak için kız bana uzaylı gibi bakıp annneeee diye kacmıştı. meyersem adam dizide bi kac ablayı hamile bırakmış :D

Adsız dedi ki...

Aşk ihtiras kıskançlık...Ah şu yalan rüzgarı.Evde herkes izlerdi onu.Altı yedi yaşlarındaydım okuldan her dönüşümde televizyonda o olurdu.Bilir bilmez izlerdim ben de evdekilerle beraber.Ardıma dönüp baktığımda çocukluğumda iz bırakan şeylerden Yalan Rüzgarı...

Adsız dedi ki...

eminim dünyanın bir yerinde bu dizinin devamı çekiliyodur. Adım gibi eminim ki bu dizi bitmez

Adsız dedi ki...

Dizi değil soap opera dır. Yalan rüzgarı , cesur ve güzel gibi yıllarca devam eden open ended dizler soap opera adıyla geçer. Dizi denildiği zaman akla series gelir onlar sadece sezonluk olurlar. Yani ikisi farklı şeyler.

Adsız dedi ki...

Bu zenginlik içinde 40 sene boyunca tek bir yerde yemek yediler bu adamlar...Koloneyt Salonu. Bu mekan özellikle Ketrin Çenslır'ın favori mekanıydı. Ne zaman bi organizasyon olsa hemen Koloneyt Salonu-Asil ve Zenginlerin Tek Mekan'ında yer ayırtırdı.Hala şaşıyorum niye kimse diziye gönderme bi Koloneyt Salonu restoranı açmadı. Ketrin Çenslır'ın asaletine özenen herkes giderdi yemeğe...

Adsız dedi ki...

Zenginlerde ağlar diye bir dizi vardı.Hakiki brezilya dizisi. Ucuz felanda değildi. Trt 2 de yayınlanıyordu. O bitince Trt onun yerini dolduracak uzun soluklu bir dizi getirdi. Çok uzunmuş yaw İlkokul 2 deykene başladı. Üniversite 4 teyken ülkemizde bitti. Çocuk olarak grip dizide evlenenler felan vardı.

Adsız dedi ki...

''Yalan Rüzgarı'', 3 Ekim 1988'de TRT 2'de başladı. İlk zamanlar 18:00'de başlardı, sonra 18:25'e alındı. Bir ara da 25.dk'ya indirildi. 1993'te aTV'ye geçti. Ama aTV dizi aralarını reklam kuşaklarıyla doldurdu. aTV'den de 20 Nisan 1998'de Show TV'ye geçmişti. En son 2003'te yayınlandı. 2006'da yazın bir ara ShowMax'te yayınlandı. Ama izlemek çok zordu. Zaten kısa sürdü. TRT'de 3:10:1988 - 29:12:1989 arası 1973-1976 yılları arasındaki bölümler yayınlandı. 1 Ocak 1990'dan başlayarak 1979-2000 arasındaki bölümler yayınlanmaya başlandı.

Adsız dedi ki...

o zamanların kurtlar vadisiydi işte...biz bile bacak kadar olmamıza rağmen,yazan adamın bile annamadığı entrikaları annıyomuş gibi (vayyy anasınııı diyerekten) izlerdik.hepsi birbirinden sinsi tiplerdi ama herşey o ketrin karısının başının altından çıkıyodu eminim.yinede güzel yıllardı...

zavazingo dedi ki...

biri de dizi deil soap operadir die aydinlatmis hepimizi saolsun..efendim bu soap opera son derece bunalticiydi.herkes ahlaksiz iffetsizdi.kiniyorum.ayrica bu soap operadaki jill abbot karakteriyle ilgili yazilanlara da katiliyorum heheh...ve keza son derece open ended oldugu icin (eh tabi tabiati geregi. neden? cunku bu bir soap opera, series degil) ipin ucu kacardi ve sacmaladikca sacmalardi.

Unknown dedi ki...

Herhalde 4-5 yaşındaydım kaçıncı kez yayınladığını bilmezdim yıl 94-95 olucak herhal annem aaa yalan rüzgarı başlıyor der beni ve kardeşimi sokağa istesekte isemetesekte postalardı ve bütün komşular yalan rüzgarı günü diye eve toplaşırlardı nedense bizim evde toplanırları sokakta 1-2 saat oylandıktan sonra eve geldiğimizde herkes ağlamaklı bir hal alırdı nefret ederdim bu dizide bööö

muhoka dedi ki...

derek diye bi düşüncesiz vardı, krikıtı ifa etmişti. yaşım 7 olduğundan ''la buna noldu ki'' diyip dolanırken, deni krikıta dekmeyi basınca iyice tutuklaşmıştım o yaşta..

kirazzade dedi ki...

Vışşşşşş hala devam mı ediyor bu film?

rock lee dedi ki...

Ben hala ketrin çenslır'ın penceredeki kameraya bakarak yüzüklü parmaklarını oynatmasını, gözlerini fıldır fıldır döndürmesini, jill hatununu yerin dibine sokma planları yapmasını özlüyorum. Arkada da ürkek ceylan gibi bekleyen hizmetçi estır vardı. Dizi hala oynuyormuş ve internet üzerinde bir kanalda imiş. Hatta birkaç sene önce ketrin ölmüş de, sonra meğersem o ölen ketrin değil, 1990'daki bir bölümde de gösterilen ketrin'in benzeri fakir kadın imişmiş:)) Yani senaryo hala benim özlediğim gibi civcivli.